Haber

Nurdağı’nda yem desteği alamayan Damızlık, “Tek malı olana tonlarca yem veriyor.

HABER: EMRE SERCAN IKE/ Kamera: DURSUN ALKAYA

Gaziantep’in Nurdağı ilçesindeki deprem bölgesinde yetiştirici Nedime Keleş, “Eşim de Kaymakamlığa gitti, tarıma gitti, yardım için, yem için ‘muhtara yem gönderdik’ dediler. Muhtar” Bize de vermedi. 2 keçisi olana ve 3 keçisi olana verdi. Muhtardan bir yardım alamadık” dedi. Mehmet Keleş ise, “Muhtar kendi adamlarına dağıtıyor. Bir malı olana bir ton yem veriyor. 10 malı olana da 20 ton veriyor, 60 ton yem geldi. bize yem yok. Çadır verdiler ama çadırımız yok. Benim malım enkaz altında kaldı, 6 tanesi öldü. Arayan yok, soran da yok” dedi.

Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde depremden etkilenen yetiştiriciler Mehmet ve Nedime Keleş, koyunlarından 6’sının enkaz altında kalarak öldüğünü, Kaymakamlık ve İlçe Tarım Müdürlüğü’nden gelen yardımın ulaştırılmadığını söyledi. onlara. 28 kurbanlık koyun için çadır istediğini belirten Mehmet Keleş, şunları söyledi:

“HERKES SİZİN SORUNUNUZU SÖYLEYEBİLİR”

“Çamurda dışarı çıkıyorum. ‘İlçe Ziraat’e kayıtlı değilsin’ diyorlar. Çadır falan veren yok şimdi Kaymakamlığa gittim Kaymakam ‘Size çadır vereceğiz ama konutunuzun önüne kuracağız’ dedi. Burada da polis ‘Çadırı kaldıracağız, çadırı vermiyorlar, çadırı sökeceğiz’ diyor. ‘ Devlet nerede diyor, arayan soran yok. herkesin kendi derdi var…

“28 HAYVAN KALDI, İSTENİLEN 6 HAYVAN ÖLÜYOR”

Hayvanlardan 28’i kaldı, kalan 6’sı öldü. İşte bu… ‘Cesedini neden çıkardınız’ diyor. Geldiğimde kimse yoktu, oraya bir eleman koymuşlar ve adımı yazıp çizmiş. Şimdi gittim, ‘senin burada kaydın yok’ diyor. ‘Tamam geldim’ dedim. ‘Gaye Hanım vardı’ dedim. “Muhtardan kağıt getirdim.” Şimdi dilekçe aldılar, rapor yazdılar. ‘Gönderdik’ dediler. Olursa veririz dediler.

“BURADAN GİTSEM ÇOK HIRSIZ ÇALACAKLAR”

Bana bir konteynır verdiler ama mal bedelinden dolayı gidemiyorum. Buradan ayrılırsam mülk gece kaybolacak. Onlar oynayacaklar. Çok fazla hırsız var. Bu gece adamın 25 malını almışlar… Korkudan uyuyamıyorum. Sabaha kadar burada enkaz altında bekliyorum. Bu benim durumum, kimse aramıyor. Ben devlete, Allah ondan razı olsun, o bize mal konusunda yardım ederse, ricam budur, başka bir derdim yok. Benim malım perişan, git bak çamurda yaşıyor, 28 tane kurbanlık koyun var boş duruyor. Yağmur da yağıyor, yemek yiyemiyorum. Çamur yersem. Mülkten başka gelirim yok.

“MUHTAR KENDİ ERKEKLERİNE DAĞITIYOR, BİZ BİZE YEM YEMİYORUZ”

Vermedi, adam ‘kayıtlı değilsin’ diyor… Burada muhtara verdiler. Muhtar kendi adamlarına dağıtır. Bir metaya bir ton yem verir. 10 malı olana 20 ton getiriyor, 60 ton yem bize geldi, yem yok. Bize çadır verdiler, çadırımız yok. Eşyalarım enkaz altında kaldı, 6 tanesi öldü. Kimse sormuyor.”

“EŞİM İŞ KAZASI GEÇİRDİ, YÜREĞİNDEN KABLO OLUYOR, AĞIR İŞLER YAPAMIYOR”

Nedime Keleş ise binbir emekle geçinmeye çalıştıklarını belirterek, devletten yardım beklediklerini şu sözlerle anlattı:

“Eşim ve çocuğum var. Eşim iş kazası geçirdi. Belinden sakatlığı var, 8 platini var. Ağır iş yapamaz. Arabamız da vardı. Ben pazarlamacıydım, eşime dedim.” karısı, ‘işin yok, gücün yok.’ ‘Seninle gel’ dedim, ‘Pazarı yapalım’ dedim, arabayı sattım, eşim mağdur olmasın, vakit geçirsin diye 3 tane keçi aldım, kurbanlık koyun aldım. 3 keçi ele ihtiyacımız olmasın, sütlerini yiyelim, geçimimizi bu şekilde sağlayalım oğlum.

“Eşim kaymakamlığa gitti, ‘muhtara YEM gönderdik’ dediler. Muhtar bize hiç vermedi”

Ne söylemeliyim? Allah onları depremde yormasın, erzakımızı getirsin ama kimse bizim malımızla ilgilenmiyor. Eşim de Kaymakamlığa gitti, tarıma yardım için gitti, yem için ‘Muhtara yem gönderdik’ dediler. Muhtar onu da bize vermedi. 2 keçisi olana, 3 keçisi olana verdi. Muhtardan yardım alamadık. Bireysel olarak neye ihtiyacımız var, mülkümüz için yiyecek, bizim için bir çadır. Konteyner bitti. Konteynere gidiyorum, akşam oradayım, sabah buradayım. Karım burada bir çadırda kalıyor. Çocuğumla kalıyorum orada… İnip çıkmaktan yoruldum, çadırım da evimin yanında olsun istiyorum… Bir de onun gelip gittiğini görünce canım sıkılıyor, eşyalarımı çamurda bırakmayalım. . O da bir can…”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu